Büyüyorum, büyüyorum. Annemin bakışlarından, mırıl mırıl konuşmalarından, babamın sözlerinden anlıyorum büyüdüğümü.
Sürekli öğreniyorum. Gözlerimle takip ediyorum yapılanları, ses gelince başımı çevirebiliyorum mesela. Ne zaman bir şey öğrensem annem delirmiş gibi gülüyor, kahkaha atıyor. O eğlendikçe daha çok şey bildiğimi göstermek istiyorum. O bakmazken denemeler yapıyorum önce. Sesleri deniyorum değişik değişik. Artık daha çok ses çıkarıyorum hem de daha temiz. Açık açık "eee" ve "aaa" diyebiliyorum mesela. Tiz seslerim de var. Deniyorum, deniyorum. Öyle bir hevesle bakıyorki annemle babam ay diyorum içimden bi konuşsam artık. Aslında bir çeşit konuşma hallerimiz var.
Sabahları uyanınca hemen ağlamıyorum artık. Biraz uslu uslu yatıyorum yatakta. Kendi kendime konuşuyorum, annemin gelmesini bekliyorum. Sanırım o da uyanık oluyor ve onu çağırmamı bekliyor. Ben öyle kendi kendime düşüncelere dalmışken beni rahatsız etmek istemiyor. Öyle herşeyime karışan anne olmayacakmış geçen öyle söyledi. Uyanıp bekliyorum biraz, sonra dayanamıyor geliyor, beni kucağına alıp koklamaya başlıyor. Konuşuyor benimle. Ben de kendimce cevap veriyorum. Karşılıklı sesler çıkarmak çoook zevkli. Bazen eğer erken uyandıysam babam geliyor. Onunla sohbet ediyoruz, annem gece uyandığından yorgun oluyormuş. Babam parmak uçlarına basa basa beni alıp salona götürüyor. Çok komik adam. Öyle garip surat halleri yapıyor ki gülmekten ölüyorum bazen. Altımı da değiştiriyor, çok hoşuma gidiyor. Gülüyorum, eğleniyorum.
Büyümek çok güzel. Bir kere eskisi kadar ıkınmıyorum gaz çıkarırken, çok uzun sürmüyor. Annemin kucağında biraz okşamayla gırrk diye çıkıyor, daha kolay. Uykumu almışsam, anne de almışsa daha az huysuzlanıyorum. Bazı günler çok güzel başlıyor. Dinlenmiş oluyorum, anne de dinlenmiş oluyor o zaman. Kalkıyoruz, emiyorum doya doya. Oynuyoruz. Uyuyoruz sonra. Artık herşeyi beraber yapar olduk. Bazen o beni koltuğumda bırakıp fiti fiti bişiyler yapıyor, ama bana da anlattığından sıkılmıyorum çok. Çok uzatırsa koyuyorum ama tepkimi. O kadar da büyümedim neticede:)
Sonracıımaa, daha hareketliyim. Bilinçi olarak tutabiliyorum oyuncakları ya da annemin elini. Yalnız bu kadınınn çok saçı var. Şööyle bir yapışmak çok hoşuma gidiyor. Bir de emerken memeyi sıkmayı seviyorum boş elimle. Eğer manikürümü ihmal ederse canı yanabiliyor annenin. Eee özen göstersin tırnaklarıma ben kendim kesemem ya.
Gündüzleri müzik dinliyoruz. Bazen dans ediyoruz. Tarkan diye bi adam varmış, ay deliriyorum şarkılarına. Kuzu kuzu ve dudu favorim. Anneyle bir dans bir dans. Sonra teoman paramparçaaa ve papatya var. Bunları seviyorum. Oya Bora'nın şarkılarında da dans ediyoruz. Ağlıyorsam hemen susuyorum. Sonra Nil Karaibrahimgil diye bir kadın var, o yeni akıllarına geldi bizimkilerin. Onu da seviyorum. Dans dışında böyle huzurlu müzikler var, Bach, Mozart,Beethoven filan dinliyoruz, Fikret Kızılok dinliyoruz. Yalnız annem pek duygusal. Bazı şarkılarda hüzünleniyor. Amannn anne işte.
Şarkılar çalarken annem de söylüyor, daha eğlenceli oluyor o zaman. Yalnız ben daha bebeğim bana şarkılar söylüyorlar, ama bi sansür var, orjinallerini dinledikçe farkettim mesela oh papatya.
"hani o çok sevdiğin filmi gördükten sonra,
kısacık kestirip saçını içtin ilk sütünü"
demişti annem. Öyle değil galiba sözleri. Neyse büyüyim sorarım hesabını.
Ha bi de bu kitap denen şeyler çok enteresan. Annem beni emzirirken bile okuyor. İçimden yuh dedim ama mutlu gözüküyordu ses etmedim. Hadi bakalım...
Boyum uzuyor, ağırlaşıyorum. Rüyamda çok orjinal şeyler görüp gülüyorum. Derdimi anlatabiliyorum.
Büyümek ne güzel şey... :)
Unutmadan... Uykum geldiğinde biraz huysuzlanıyorum, annem anlıyor uyuyacağımı. Sonra ahhhh ahhh diye inliyorum, çok gülüyor evdekiler.
Sürekli öğreniyorum. Gözlerimle takip ediyorum yapılanları, ses gelince başımı çevirebiliyorum mesela. Ne zaman bir şey öğrensem annem delirmiş gibi gülüyor, kahkaha atıyor. O eğlendikçe daha çok şey bildiğimi göstermek istiyorum. O bakmazken denemeler yapıyorum önce. Sesleri deniyorum değişik değişik. Artık daha çok ses çıkarıyorum hem de daha temiz. Açık açık "eee" ve "aaa" diyebiliyorum mesela. Tiz seslerim de var. Deniyorum, deniyorum. Öyle bir hevesle bakıyorki annemle babam ay diyorum içimden bi konuşsam artık. Aslında bir çeşit konuşma hallerimiz var.
Sabahları uyanınca hemen ağlamıyorum artık. Biraz uslu uslu yatıyorum yatakta. Kendi kendime konuşuyorum, annemin gelmesini bekliyorum. Sanırım o da uyanık oluyor ve onu çağırmamı bekliyor. Ben öyle kendi kendime düşüncelere dalmışken beni rahatsız etmek istemiyor. Öyle herşeyime karışan anne olmayacakmış geçen öyle söyledi. Uyanıp bekliyorum biraz, sonra dayanamıyor geliyor, beni kucağına alıp koklamaya başlıyor. Konuşuyor benimle. Ben de kendimce cevap veriyorum. Karşılıklı sesler çıkarmak çoook zevkli. Bazen eğer erken uyandıysam babam geliyor. Onunla sohbet ediyoruz, annem gece uyandığından yorgun oluyormuş. Babam parmak uçlarına basa basa beni alıp salona götürüyor. Çok komik adam. Öyle garip surat halleri yapıyor ki gülmekten ölüyorum bazen. Altımı da değiştiriyor, çok hoşuma gidiyor. Gülüyorum, eğleniyorum.
Büyümek çok güzel. Bir kere eskisi kadar ıkınmıyorum gaz çıkarırken, çok uzun sürmüyor. Annemin kucağında biraz okşamayla gırrk diye çıkıyor, daha kolay. Uykumu almışsam, anne de almışsa daha az huysuzlanıyorum. Bazı günler çok güzel başlıyor. Dinlenmiş oluyorum, anne de dinlenmiş oluyor o zaman. Kalkıyoruz, emiyorum doya doya. Oynuyoruz. Uyuyoruz sonra. Artık herşeyi beraber yapar olduk. Bazen o beni koltuğumda bırakıp fiti fiti bişiyler yapıyor, ama bana da anlattığından sıkılmıyorum çok. Çok uzatırsa koyuyorum ama tepkimi. O kadar da büyümedim neticede:)
Sonracıımaa, daha hareketliyim. Bilinçi olarak tutabiliyorum oyuncakları ya da annemin elini. Yalnız bu kadınınn çok saçı var. Şööyle bir yapışmak çok hoşuma gidiyor. Bir de emerken memeyi sıkmayı seviyorum boş elimle. Eğer manikürümü ihmal ederse canı yanabiliyor annenin. Eee özen göstersin tırnaklarıma ben kendim kesemem ya.
Gündüzleri müzik dinliyoruz. Bazen dans ediyoruz. Tarkan diye bi adam varmış, ay deliriyorum şarkılarına. Kuzu kuzu ve dudu favorim. Anneyle bir dans bir dans. Sonra teoman paramparçaaa ve papatya var. Bunları seviyorum. Oya Bora'nın şarkılarında da dans ediyoruz. Ağlıyorsam hemen susuyorum. Sonra Nil Karaibrahimgil diye bir kadın var, o yeni akıllarına geldi bizimkilerin. Onu da seviyorum. Dans dışında böyle huzurlu müzikler var, Bach, Mozart,Beethoven filan dinliyoruz, Fikret Kızılok dinliyoruz. Yalnız annem pek duygusal. Bazı şarkılarda hüzünleniyor. Amannn anne işte.
Şarkılar çalarken annem de söylüyor, daha eğlenceli oluyor o zaman. Yalnız ben daha bebeğim bana şarkılar söylüyorlar, ama bi sansür var, orjinallerini dinledikçe farkettim mesela oh papatya.
"hani o çok sevdiğin filmi gördükten sonra,
kısacık kestirip saçını içtin ilk sütünü"
demişti annem. Öyle değil galiba sözleri. Neyse büyüyim sorarım hesabını.
Ha bi de bu kitap denen şeyler çok enteresan. Annem beni emzirirken bile okuyor. İçimden yuh dedim ama mutlu gözüküyordu ses etmedim. Hadi bakalım...
Boyum uzuyor, ağırlaşıyorum. Rüyamda çok orjinal şeyler görüp gülüyorum. Derdimi anlatabiliyorum.
Büyümek ne güzel şey... :)
Unutmadan... Uykum geldiğinde biraz huysuzlanıyorum, annem anlıyor uyuyacağımı. Sonra ahhhh ahhh diye inliyorum, çok gülüyor evdekiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder